gözü keskin

gözü keskin
зо́ркий, острогла́зый

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Смотреть что такое "gözü keskin" в других словарях:

  • gözü keskin — sf. Çok iyi gören (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • keskin — sf. 1) Çok kesici, iyi kesen Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. H. R. Gürpınar 2) mec. Tiz (ses) Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. P. Safa 3) mec. Kırıcı,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HADİD-ÜL BASAR — Gözü keskin …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TİZ-ÇEŞM — f. Gözü keskin …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»